Goethe - Faust
GOETHE - FAUST
Faust, yaşadığı çağın bütün bilimlerini öğrenmeye çalışan, bilgi ihtirası içinde kıvranan karamsar bir kişidir. Nefsiyle onca uğraşmasına rağmen mululuğu bulamamış olmanın ıstırabıyla kavrulmaktadır.
Şeytanı temsil eden Mephisto, bu durumdaki Faust'u kolayca baştan çıkarabileceğini, sapıklığa sürükleyebileceğini düşünür. Tanrı ise insanın yaradılış itibarı ile iyi olduğunu ve kendi ruhunun iyiliği sayesinde doğru yolu bulabileceğini bildiği için Mephisto'yu Faust üzerinde istediğini yapmakta serbest bırakır...
Bir klasik olduğu her halinden belli olan bu eseri yorumlamayı kendi haddime bilmediğim için... sadece kitabın arşivimde ilginç bulduğum kısımları yazacağım bu blog yazısı ile kalmasına karar verdim :)
Şehir kapısının önünde bir dilenci: Paskalya demek, barış demektir. Varsın Osmanlı ülkelerinde milletler birbirini boğazlasın... Hatta isterse, bütün dünya yansın yıkılsın; umrumda değil. Yeter ki bizim yurdumuz yerinde kalsın... Goethe'nin Türklerle ilişisi hakkında burdan okuya bilirsiniz :)
Mephisto: (Şarkısına başlar)
Eski, ama çok eski zamanlarda;
Haşmetli mi haşmetli bir kral vardı.
Sevimli mi sevimli bir pire besliyordu.
Bizim kral, bu sevimli pireyi;
Oğullarından çok seviyordu.
Terzi başına emir verdi,
Sevgili dostuma şık bir elbise dik,
Hiçbir masraf ve emekten kaçma;
Diye sıkı sıkıya tembih etti.
Kordonlarla ibrişimler,
İpekli şık elbiseler,
Pireye pek yakışmıştı.
Kral da onun boynuna
Altın bir haç takmıştı.
Derken pire Nazır oldu,
Göğsü nişanlarla doldu.
Bütün kardeşleri sarayda,
Birer büyük adam oldu.
Saray halkı pek rahatsızdı.
Kraliçe ile hizmetçileri,
Durmadan kaşınıyorlardı.
Yandığı halde canları,
Ezmek yasaktı pireleri.
Fakat biz dinlemeyiz bu emri,
Ezip geçeriz, bizi ısıran pireleri...
Mephisto: Şu medeniyet her şeyin dış yüzünü değiştirdiği gibi, beni de tanınmaz hale getirdi... Gerçi işime de yaramıyor değil hani... Baksana! Bende hiç uzun boynuzlar, sivri tırnaklar ve kuyruk görüyor musun? Elimde o acayip çatal tırmık da yok... Vasın insanlar beni öyle bilsinler...
Mephisto: (yalancı din adamları için)... Ah, keşke daha fena kelimeler bilseydim de onlarla sövüp saysaydım (!) Eğer bizzat şeytan olmasaydım, gider şeytana teslim olurdum!... Bu dinsiz herifler, beni dahi geride bırakacak kadar şeytanlaşabiliyor...
Mephisto: (yine aynı başlıkta)... Papaz, etekleri birbirine dolaşarak, koşar adımlarla gelmiş. Mücevher kutusunu görünce aklı başından gitmiş: "Ey dini bütün azize! demiş, beni çağırtmakla pek iyi ettin... Kim ki nefsine hakim olur ve haramdan kaçarsa, cennette Meryem Ana'mızla birlikte kudret helvası yiyecektir. Haram malı, ancak kilise hazmedebilir... Onun öyle sağlam bir midesi vardır ki birçok memleketleri yuttuğu halde; hiçbir hazımsızlık çekmemiştir!.." demiş ve daha bir sürü dualar etmiş...
Margarete: yoksa sen başka bir dinden misin?
Faust: Eğer dinin gayesi Tanrı'yı tanımak, ruhların ölmezliğini müjdelemek ve ahiet inancını yerleştirmek ise ismin ne ehemiyyeti var? Eğer ben bunlara inanıyor ve iman ediyorsam, niçin kendi dilimde bunu ifade edemeyeyim?
Mephisto: Kızlar, evleneceği erkeğin dindar olup olmadığını çok merak ederler. Sebebini de söyleyeyim mi: "Eğer Tanrı'ya itaat ediyorsa, bana da itaat eder" diye düşünürler!..
...
0 yorum:
Yorum Gönder